Düşünmek


Nightcafe.studio Tarafından tasarlanmıştır.
Nightcafe.studio Tarafından tasarlanmıştır.


Fikirlerin akılda tutulmalara yol açtığı, düşüncelerin ardı ardına yeni sekmeler açarken dağıldığı ve budaklandığı çağdayız. 

Belki imtihan, belki tesadüf karşılaştığımız her yeni silüette arıyoruz benliğimizi. 

Sonuçlar giriş cümlelerimizden daha kompleks. Dar sokakta yürürken elimiz, kolumuz hatta yalpaladığımız her saniye de omuzlarımızın çarptığı duvarda bırakıyoruz duygularımızı ve hissizleşiyoruz. Duygusuz olmak değil de daha çok acılarımızdan beslenerek, acı çekmeyen ama bunun bağımlısı oluyoruz adeta. 

Hatalarından ders çıkarır mı insan? 
Asıl sorumuz bu olsun. Cevapsız sorularımıza birisi daha eklenmiş olur muhtemelen. Cevap aradığımız her saniye dar sokakta adımlarımız olsa, harcadığımız her dakika ise elimiz ve konumuzdur. 
Duvarlara izini bıraktığımız duygularımız ise geçen yıllarımızdır. Sokağa yolu düşen birisi izlerinizi görünce irkilir ve ben ne yapıyorum diye sorabilir kendisine. 

Belki de yol arkadaşımız olacak insan geliyordur. Bize yetişir yada yetişir bilemeyiz. Biz bekler miydik? 
Ne zaman geleceğini bilsek? 
İhtimalleri düşünsek, vazgeçebilir, başka bir sokağa sapabilir. Bunlara rağmen bekledik diyelim. 
Bizi görür müydü? 
Yol arkadaşımı olacak ümidiyle beklemiştik halbuki. Biz sonra ne yapardık? 
Bir soru sorduk, istersek yüzlerce soru üretebilir bu düşüncelerimiz üzerine. Peki bu sorularla zaman geçirmeyi bırakabilmek ve önümüze baksak sadece. 
Kaybolsak yeni sokaklarda, yeni sokaklarımız geniş olabilir. 
Düşüncelerimiz oluşturuyorsa sokağın genişliğini, böylece farklı ve daha rahat sokaklarda ilerlerken birden bir yolculuğa çıkabiliriz. Düşüncelerimiz daha rahat ve acısız olur. 

Tecrübe demeyi geçeriz aptallıklarımıza, belki çocuktuk belki aptaldık deriz ve böylece gülüp geçebiliriz. 
Olması gereken yolu bulup, zamanla yarışırız. 
Muhakkak yine kaybederiz. Bile bile fakat bu sefer daha mutlu daha da huzurlu bir şekilde.
Hayatımız oldukça uzun gelirken neden bir soru düşüncesine dalarak yok edelim ki! 
Neden kendimize, sonsuza dek belki uzun bir süre cebelleşeceğimiz bir çukurda ömür biçelim? 
Vazgeçmek değil. 
Üzerine sıva çekerek o geçtiğiniz sokakta duvarlara bıraktığınız izleri silin ve bir daha bunla uğraşmayacağınız sözünü kendinize verin.

Koşmaya başlayın, zaman durmuyor. 
Yetişin çoktan hedefe varmanız gerektiğini düşlediğiniz o eve ulaşın. 
O ev sizin huzur eviniz olmalı! 

En başında olmanız gereken yerdi. 

Hepimizin kaybedeceği bu savaşı çukurunuzda debelenirken, kendi kendinizle boğuşurken değil de. 
Hedefe doğru koşarken yarışın akrep ve yelkovanla. 
Sonuç olarakta; Kaybettiğimiz en güzel yarışımız, yarışınız, yarışı olsun.

Senin Fikrin ?

Yorum Gönder (0)
Daha yeni Daha eski