İSTANBUL SOKAKLARINDA GEZİNTİ

İstanbul’un fethinden bir yıl sonra, 1454 yılının baharında, şehrin yeni sahibi olan Osmanlı padişahı II. Mehmed, şehri gezmeye çıkmıştı. Padişahın yanında sadrazamı Çandarlı Halil Paşa, vezirleri Zağanos Paşa ve Mahmud Paşa, mimarı Mimar Sinan ve bir grup yeniçeri vardı.

İstanbul Boğaz Manzaralı
İstanbul Boğaz Manzaralı (Yapay Zeka Tarafından Resmedilmiştir.)

Padişah ve beraberindekiler ilk olarak Ayasofya’ya gittiler. Ayasofya, Bizans döneminde en büyük kilise olarak inşa edilmişti. Fethin ardından camiye çevrilen bu muhteşem yapı, padişahın gözdesiydi. Padişah, Ayasofya’nın içindeki mozaikleri, kubbeleri, sütunları ve minareleri hayranlıkla inceledi. Mimar Sinan ise padişaha Ayasofya’nın kubbesini desteklemek için yaptığı payandaları gösterdi. Padişah, Mimar Sinan’ın ustalığını takdir etti.

İstanbul Dijital Çizimi
İstanbul Dijital Çizimi

Ayasofya’dan çıkan padişah ve beraberindekiler, şehrin sokaklarında yürümeye başladılar. Şehirdeki hayatın nasıl olduğunu görmek isteyen padişah, sokaklarda dolaşan insanlara selam verdi. Sokaklarda Osmanlılar, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler ve diğer milletlerden insanlar vardı. Bazıları ticaret yaparken, bazıları sohbet ediyor, bazıları da ibadet ediyordu. Padişah, şehrin çok kültürlü yapısından memnundu.

Padişah ve beraberindekiler Süleymaniye Camii’ne geldiler. Bu cami, Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Mimar Sinan tarafından inşa edilmişti. Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan bu cami, padişahın ilgisini çekti. Caminin etrafındaki külliye ise sosyal ve kültürel faaliyetlerin merkeziydi. Padişah, külliyedeki medreseleri, türbeleri, hastaneyi ve kütüphaneyi gezdi. Burada ilimle uğraşan alimleri ve talebeleri gördü.


Süleymaniye Camii’nden ayrılan padişah ve beraberindekiler Galata Kulesi’ne doğru yöneldiler. Galata Kulesi, Cenevizliler tarafından yaptırılmış olan İstanbul’un en eski ve en yüksek kulelerinden biriydi. Kuleden İstanbul’un eşsiz manzarasını seyredebilmek için merdivenlerden çıktılar. Padişah, kuleden baktığında şehrin güzelliğine hayran kaldı. Galata Kulesi’nin çevresindeki sokaklarda ise sanat galerileri, kafeler, müzeler ve butik dükkanlar vardı. Padişah, burada sanatla ilgilenen insanları gördü.


Galata Kulesi’nden indikten sonra padişah ve beraberindekiler Kapalıçarşı’ya gittiler. Kapalıçarşı, Osmanlı Devleti’nin ticaret merkeziydi. Kapalıçarşı’da altın, gümüş, bakır, halı, baharat, hediyelik eşya gibi pek çok ürün satılıyordu. Kapalıçarşı’nın giriş ve çıkış kapılarının olduğu sokaklarda ise tarihi hanlar, camiler ve hamamlar yer alıyordu. Padişah, burada ticaret yapan esnafı ve alışveriş yapan insanları gördü. Kapalıçarşı’dan çıkan padişah ve beraberindekiler şehrin surlarına doğru ilerlediler. Şehrin surları Bizans döneminde yapılmış ve Osmanlılar tarafından onarılmıştı. Surların üzerinde yürüyen padişah, şehrin savunmasını kontrol etti. Surların dışında ise Osmanlı ordusunun kamp yaptığı alanlar vardı. Padişah, burada askerleri ve komutanları gördü.


Padişah ve beraberindekiler günün sonunda Topkapı Sarayı’na döndüler. Topkapı Sarayı, Osmanlı Devleti’nin yönetim merkeziydi. Sarayın içindeki haremde, divanda, kütüphanede ve hazinede padişahın ailesi, vezirleri, alimleri ve hazineleri vardı. Padişah, sarayda dinlenmeye çekildi.

İstanbul Kuş Bakışı
İstanbul Kuş Bakışı Çizimi (Yapay Zeka Tarafından)


Padişahın İstanbul sokaklarında yaptığı bu gezinti, şehrin Osmanlı Devleti’nin başkenti olarak nasıl geliştiğini ve zenginleştiğini gösteriyordu. İstanbul sokakları, Osmanlı Devleti’nin görkemli yıllarından izler taşıyan eşsiz bir kültür mirasıydı. Bu sokaklarda yürüyerek hem tarihe hem de sanata tanıklık edebilirsiniz.

Kapalıçarşı’da altın, gümüş, bakır, halı, baharat, hediyelik eşya gibi pek çok ürün satılıyordu. Kapalıçarşı’nın giriş ve çıkış kapılarının olduğu sokaklarda ise tarihi hanlar, camiler ve hamamlar yer alıyordu. Padişah, burada ticaret yapan esnafı ve alışveriş yapan insanları gördü.

Kapalıçarşı’dan çıkan padişah ve beraberindekiler şehrin surlarına doğru ilerlediler. Şehrin surları Bizans döneminde yapılmış ve Osmanlılar tarafından onarılmıştı. Surların üzerinde yürüyen padişah, şehrin savunmasını kontrol etti. Surların dışında ise Osmanlı ordusunun kamp yaptığı alanlar vardı. Padişah, burada askerleri ve komutanları gördü.


Padişah ve beraberindekiler günün sonunda Topkapı Sarayı’na döndüler. Topkapı Sarayı, Osmanlı Devleti’nin yönetim merkeziydi. Sarayın içindeki haremde, divanda, kütüphanede ve hazinede padişahın ailesi, vezirleri, alimleri ve hazineleri vardı. Padişah, sarayda dinlenmeye çekildi.


Padişahın İstanbul sokaklarında yaptığı bu gezinti, şehrin Osmanlı Devleti’nin başkenti olarak nasıl geliştiğini ve zenginleştiğini gösteriyordu. İstanbul sokakları, Osmanlı Devleti’nin görkemli yıllarından izler taşıyan eşsiz bir kültür mirasıydı. Bu sokaklarda yürüyerek hem tarihe hem de sanata tanıklık edebilirsiniz.

Gün Batıyor


Senin Fikrin ?

Yorum Gönder (0)
Daha yeni Daha eski