Doğum öncesi ve belli bir yaşa kadar olan yaşamımızı hatırlamadığımız gibidir hayat. Hatırlamak istemediğimizden değil. Daha çok unutmak istememizden mi kaynaklıdır?
Bunlardan hiç biri değil tabi ki.
Anımsayamamak
Bilimsel gerçeği beyin gelişiminin 3 yaşında %80'i, 5 yaşında ise %90'ı tamamlanır. Eğer hatırlamamız mümkün bir beyin gelişimi doğum öncesinde olsaydı.
Beyin büyüklüğünden dolayı doğum gerçekleşmezdi.
İşte sonrasını düşünme eğilimimiz daha ağır basması da bundandır. Kabul edelim geçmişe saplanıp kalmanın kimseye yararı olmadığı gibi kişinin kendisine ağır acılar yaşatacağı bilinmelidir.
Dün dündü, bugünse bugün... Sözü hayatın özetinde özüdür.
Geçmiş
Sonraları düşünürken bencillik üstün gelip kendimizi düşünürüz. Öleceğimiz aklımıza gelmez. İnsanlığı, geliştirecekleri teknolojiyi, yaşamı yada dünya dışını düşünen az sayıda insan sonrasını yaşar hayatında.
Bir çoğu yine o sonrada düşündüğü aşamada sıkışabilir ve adım adıma gittiğimiz ömür sonuna ulaşır.
Sadece anı yaşamakta çok büyük hatadır. Nitekim bahçesini ekmeyen ürün alamadığından hayatına çivi çakmayanda geleceğinde elde ettiklerini bırakamaz elinden.
Düşünerek fakat ihtimalleri de tasarlayarak yol almak gerekir bazen, bazense anı yaşamak, çok nadirde olsa geçmişe bakınmak gerekir ki. Hayatınızın 3 dilimini yaşarken size ışık olsun.
Çocukluğunuz aşaması öğrendikleriniz ve hatalarla dolu olabilir. Ders alın, fakat bazı hataların telafisi olmadığını unutmayarak yaşamaya devam edin. Hatalarınızı doğrularınızı süsleyin ki gelecekte sizlere ışık olsun tekrar. Gülümsetsin bu anılar. Çünkü tüm doğrularınız ve yanlışlarınıza çocukluktu diyeceğiniz güne gidiyorsunuz. Her yeni gün, enerji dolu, yüksek hareket enerjisi dolduğunuz günler bir gün yok olacak. Daha çabuk yorulacaksınız ve keşke çocuk olsam yeniden diyeceğiniz çağdasınız kısaca.
Ergin birey olduğunuz da en önemli konudur çocukluğu düşünüp, anı yaşayıp, geleceğe yatırım yapmak. Evet geleceğin ne getirip ne götüreceğini de asla bilemezsiniz. O yüzden geleceğin getirdiği çökmüş vücudunuzu düşünün.
Belki size bakacak çocuklar yaparsınız, belki bakmazlar. Geleceğe büyük maddi yatırımlar yapın, belki erirler. Yine Geleceğe umutla bakın fakat unutmayın karanlık bir gelecek sizi bekliyor olabilir. Anı yaşayın yaşlanacak zaman da bulamazsınız, belki de yaşlanırsınız ve enerjiniz kalmayacağından keşkelerle dolu şekilde zor bir ölüm yaşayacaksınız. Belki kaderim elimde diyeceksiniz, aptalca düşünmeyin ölmeyi beceremezseniz ağır sonuçları ortaya çıkacaktır. Bunu yapmayın zaten hayat iyisiyle kötüsüyle yaşamaya değer. Tekrar tekrar izleyeceğiniz film, diziler gibi değil her uyandığınız yeni bir gün tekrar hayat bulduğunuz yeni bir penceredir.
Günden güne kendinizi, zevklerinizi, acılarınızı, öfkenizi, sevginizi daha çok tanıyorsunuz. Çocukken yaşadıklarınız fragmansa, ergin bireyken her an ise film tadında geçer. Özellikle vücudunuzu dinç tutmanız gereken çağdır. Çünkü beyniniz çocuklukta ki gibi pratik, hızlı ve daha aktif değil.
Tembelleşiyor, çünkü dokunduğu, gördüğü çevresini ezberledi. Depresyona giren bireyleri anımsa, hemen hemen hepsi rutin hayattan dolayı girmektedir. Ağır bir olay yaşamadıkları yada ekstra bir aksiyon olmadığı sürece rutindir sebebi. Sense beynini düşün şimdi her gün aynısı diyen reflekslerle hayatını idame ettiren beynimiz bu rutinden sıkıldım diyip, dinlenip kenara çekilip son aşamada ölmeye başlamaz mı? Beyninizi sürekli faal hale getirin, binlerce metod var araştırın.
Omuzlarınız üstünde duran organı düşünün, o sıkılırsa ne olur? Sen sıkılınca ne yapıyorsan beynine bunu öğret. Aptal kutusundan mutlaka uzak tut aynı aksiyonda Türk dizi sektöründen de uzak tut ki pas tutmasın beynin.
Diğer yolları kurcala kitap, müzik, zeka yada kelime oyunları, yolda yürürken dahi var yüzlerce metod. Ayrıca sen aynı müziği dinletme şu algılarına köreltiyorsun ezberlenen sözcükler ve melodilerle güzel organını. Kendine iyi bakarken, beynini de ihmal etme.
Yine erginlik sonrası ölüme gittiğiniz o yaşlılık aşaması en zoru olacak gibi görünüyor. Çok dezavantajlarınız olduğu bir gerçek ki. Bir o kadar tecrübelisiniz. Yaralarınız derin, açılabilir ve kapanması için artık yaşarsınız. Eskisi gibi değilsiniz ama biliyorsunuz ki yara almamak için nelerden sakınmanız gerektiğini.
Yaşlılık hakkında en kötü ihtimal keşkelerle dolu bir hayata bakmak, Geleceği göremez olmak ve en kötüsü "Ben ne yaptım!..." serzenişi olsa gerek.
Elimden geldiğince sonrasını sizlere anlatmak istedim. Çocukluk aşaması biraz kısa olma sebebi farklı bir blogda değineceğim için, erginlik içinde aynısını yapabilirim fakat biraz daha zaman gerektiğini düşünüyorum. Yaşlılık çok kısa oldu tahmin edebilirsiniz ki, daha gencim.
Ölüme değinmedim.
Hayal Kırıklığı
Yaşamadığım aşamadan bahsetmek haksızlık olur.
Not; Tüm resimler Bing tarafından tasarlanmıştır.