Bir gecenin sessizliği içerisinde tek sesin hırıltılı ses titreşimleri olduğunu düşünün. Geceyi aydınlatacak odanın ışığını açacak bir başka el yok ve sen elini kaldırmaya biçaresin. Çaresiz bekleyişlerin arasında unuttuğun uykuydu belki de. Dirayetini koruyan sabırlı bir sevdalı edasıyla yeniden doğacak güneşi bekleyişin içerisinde rüyalarını hayallerinde yaşıyorsun. Geçmişten gelen acıları birer birer kağıttan uçak yapıp uçurmak istiyorsun yine. Yeniden ayağa kalkıp, gökyüzünde süzülen uçak misali kollarında rüzgar titreşimlerini hissetmek istiyorsun. Ama istediğin tüm bu hayallerine gerçekleştiremeyecek haldesin. Yanaklarını ıslatan gözyaşlarını silemiyorsun. Hissediyorsun o tuzlu tadı tat duyularında. Fakat gelmiyor dudaklarının kenarına dahi. Ellerini kaldırmak istiyorsun ama hayali elinle yanaklarını kaşıma gayesindesin. Başarısız girişimlerinin sonundasın. Geçmişi tekrar düşünüyorsun. Ve bu düşünceler arasında tekrar eski haline gelip gelemeyeceğini düşündü. Çaresizce...
Üzerine giydiği kıyafetleri düşünmeye başlamıştı. Nereye kaybolmuştu o bakışlar? Nasıl hissettiğini düşünerek bu ruh durumunu hatırlamaya çalışıyor ama başarısız denemeleri sonunda en son aynaya ne zaman baktığını da anımsayamadı. Kendi hafızasını küçük görürcesine şu an düşündüklerini ne zaman unutacağını düşündü ve bu düşündüklerini de ne vakit unutup tekrar düşüneceği anı kurguladı. Değişen tek şey zaman dilimi, uzayacak sakalı belki tekrar yürümeye... duraksamıştı. Asıl düşünmemesi gereken noktaya tekrar gelmişti.
Kendisine lanet okuyup, tekrar düşüncelerini bir iskambil destesi gibi karıştırdı. Fakat iskambil destesinde kartları ters şekilde dağıtıp, rastgele seçimi sonucu gelecek karta göre faaliyet almak gibi olmuyordu. Bir anda aklına gelen, tuttuğu rakam olsa düşüncelerini ters yüz edemeyecekti. O yüzden zaten beyninin kuytu köşelerde düşlediği ama kendisinden sakladığı düşünceleri ilüzyonist edası ile bak bunu seçtin doğrultusunu düşündü. Evet koca bir oyunun içinde piyondan ibaretti benliği kendi iç dünyasında bile piyondu. Geçmişte yaşarken sağlıklı bedenindeki piyondan farksızdı. Kararlarını kendisinin seçtiğine inandığı o günleri özlediğinden saçma düşünceler peşi sıra geliyordu belki de.
Sonu gelmeyecek bu düşüncelerin akışında odasına süzülen ışık hüzmesine baktı. İçinde ki dalga dalga büyüyen huzur duygusunu hissetti.
"Eski günlerde sahip olduğu bedeninin içerisinde nakledilse ruhum keşke. Yeni başlayan güne uyandığım anlarda yüzümde oluşacak tebessüm, mimikler ve gözlerimdeki gülümsemeyi saklamazdım."